Arılar

Arılık

Arılar neredeyse 100 milyon yıldır, bir başka deyişle dinozorlar hala dünyada dolaşıyorken bile vardılar. Bazı bilim insanları ise daha da eskiden beri, çiçeklerin ilk ortaya çıkışlarından beri var olduklarını öne sürüyor.

İşçi arılar, 12-15 mm uzunluğunda olup, kraliçe arılar daha iridir. Kraliçe arı, bir günde 2.000 adete kadar yumurta bırakabilir. İşçi arıların ömürleri en fazla bir yıl olurken, kraliçe arı genellikle 2-4 yıl yaşar. Ancak 7 yıla kadar da hayatta kalabildikleri bilinmektedir. Kraliçe arı yaşlandığında kovan kendine genç bir kraliçe arı seçer ve rekabeti kaybeden kraliçe arı yanında bir kısım işçi arıyla birlikte kovandan ayrılır. Buna oğul vermek denir.

Arı Nasıl Bal Yapar?

Arılar balı hem kendilerine hem de yavrularına(larva) besin olarak yaparlar.

Çok fazla enerji sağladığı ve uzun süre taze kaldığı için çok iyi bir yakıt kaynağıdır.

Toplayıcı arılar bal midesi adı verilen organlarında topladıkları nektarı ve poleni kovana geri getirirler. Midelerinde nektar ve bal özünü tükürükleriyle karıştıran toplayıcı arılar karışımı diğer işçi arılara aktarırlar. İşçi arılar da bu ham balı petek hücrelerinde depolarlar.

Balın olgunlaşması için içindeki suyun buharlaşması gerekir. İşçi arılar, sıcak bir esinti yaratmak için kanatlarını çırparak bu buharlaşma sürecini hızlandırırlar. Çok sevdiğimiz bal aslında bir arı tükürüğü veya su buharlaştıktan sonra ondan geriye kalandır.

Olgun bal, sudan daha fazla şeker içerdiğinden bozulmaz. Ayrıca bakteri ve mantarın gelişimini engelleyen maddelerde barındırdığından antibakteriyeldir. Balın antibakteriyel özellikleri tıpta binlerce yıldır kullanılmaktadır.

Bal Yaparken Başka Nelere Sebep Olurlar?

Bitkiler iki amaç için yaşarlar. Birincisi büyümek, ikincisi ise tohum oluşturarak yeni bitkiler oluşmasını sağlamaktır. Bitkilerin tohum oluşturabilmesi için açan çiçeklerinde tozlaşma olayının gerçekleşmesi gerekir.

Tozlaşma için bir çok doğal olay etkilidir. Bu doğal olaylardan biri böcek ve çeşitli hayvanların çiçeklerden nektar toplamak için gelmesidir. Aslında nektar o bitkinin tozlaşmanın olması için böcek ve hayvanları üzerine çektiği bir aldatmacadır. Böcek veya hayvan nektarı toplarken bilmeden üzerine yapışan erkek polen tozlarını dişi organlara taşır ve tozlaşma gerçekleşir. Arılar bu tozlaşma olayının gerçekleşmesinde oldukça etkilidir.

Arı, topladığı nektar ve polenle balı üretirken, balı depoladığı altıgen biçimli hücreleri, hücreleri yapmakta ve ağzını kapatmakta kullandığı balmumunu, kovanı temizlemekte ve çeşitli arı hastalıklarını tedavide kullandığı propolisi, kraliçe arı yetiştirmekte kullandığı arı sütünü ve işçi arılarda bulanan arı zehiri ile insan hayatına birçok katkı sağlamaktadır. Aslında insan oğlunun faydalandığı bu ürünler, arının kendi hayatını sürdürmek için ürettiği ürünlerdir.

Arılar Niye Dans Eder?

Kovanın etrafındaki alan, izci arılar tarafından 24 saat devriye gezilir. İzci arılar, iyi bir nektar veya polen kaynağı bulduklarında, diğer arılara kovan üzerinde özel bir dans yaparak keşiflerini anlatırlar.

Kaynak kovanın yakınındaysa daire şeklinde dans ederler, uzaktaysa diğer arılara ne kadar uzağa ve hangi yönde uçacaklarını söylemeleri gerekir. Bunu, sekiz rakamını andıran bir ‘dans’ yaparak yaparlar. Modelin orta noktasında dans eden arı bir yandan diğer yana da sallanmaya başlar. O noktada uçarsa, arıların çiçekleri almak için güneş yönünde uçmaları gerektiği anlamına gelir. Düşerse, ters yönde uçmaları gerekir. Sağa giderse, çiçekler güneşin sağında, sola giderse solda demektir.

Bu dans ne kadar uzun sürerse, çiçeklere olan mesafe o kadar uzun olur. Basitleştirilmiş bir ifadeyle, bir saniyelik sallanma 100 metrelik uçuşu temsil eder.

Kovan karanlık olduğu için diğer arılar izci dansını göremezler. Sadece hareketlerini hissedebilir ve uğultusunu dinleyebilirler, ancak ihtiyaç duydukları bilgileri almaları için bu yeterlidir.

Oğul Vermek Ne Demektir?

İzci arılara bazı zamanlarda yapması daha da zor bir görev verilir; yeni bir yuva için doğru yeri bulmak. Bu, kovandaki arı sayısının çok büyüdüğü ve bir kısmının yeni bir kovan kurmak için ayrıldığı zaman yani oğul verme sırasında olur.

Önce kraliçe arı kovanı terk eder ve konacağı bir ağaç dalı bulur. Bazı işçiler ve erkek arılar onu çevreleyerek bir sürü oluşturur. İzci arı yaşamak için iyi bir yer bulunduğunun sinyalini verdiğinde, tüm sürü yeni konuma uçar ve yeni bir koloni inşa etmeye başlar.

Bu arada eski kovanın içinde, petekteki özel hücrelerin içinde yeni kraliçeler büyütülür. İlk çıkan, genellikle rakiplerini iğnesi ile öldürür ve kraliçeleri olarak tüm kovanı ele geçirir.

Kraliçe arı yaşlandığı ve yumurta verimi düşmeye başladığı zaman, kovan kendine yeni bir kraliçe arı yetiştirir ve rekabeti kaybeden kraliçe arı yanında birtakım işçi ve erkek arı ile beraber kovandan ayrılır. Bu da diğer bir oğul verme şeklidir.

Arı Evleri Neden Altıgen Şeklindedir?

Arı evi olarak isimlendirdiğimiz petekler, işçi arılar tarafından yapılır. Binlerce altıgen şeklinde hücreden oluşan bu yapı, bal ve polen depolamak ile bebek arıların (larva) yetiştirilmesi için kullanılır. Bu hücrelerin duvarları elde etmesi oldukça zahmetli bir iş olan balmumu kullanılarak yapılır.

Balmumu 12-18 günlük işçi arıların, karın halkalarındaki mum salgı bezlerinden üretilir. Bu nedenle arıların mümkün olan en az miktarda balmumu kullanarak yapabildikleri en pratik ve uzun ömürlü yapıyı inşa etmeleri gerekir.

Altıgenler bunun için en ideal şekildir. Birbirine yakın istiflendiklerinde, duvarlar oldukça ince olsa bile sağlam ve sabit bir yapı oluştururlar. Arada boşluk kalmayacak şekilde sıkıca bağlanırlar.

İnsanoğlu, bu yapı tekniğini ihtiyaç olan birçok yerde kullanmıştır. Uçaklar, helikopterler, arabalar, botlar, mobilyalar, kapılar, v.b.