fix bar
fix bar
fix bar
fix bar
fix bar
fix bar

İstanbul Adası

image

İstanbul Adası

Avrupa Birliği her yıl periyodik olarak belirlediği kent veya kentlere Avrupa Kültür Başkenti unvanını verir. 2010 yılında bu unvanın verildiği kentlerden biri İstanbul olmuştur. Aynı yılda inşaatı tamamlanıp ziyarete açılmıştır. İstanbul Adası, 18. yy İstanbul bahçelerine, dönemin özgün tasarımlarına sadık kalınarak tüm yapısal ve bitkisel güzelliklerini yansıtacak şekilde düzenlenmiştir.
Adada ziyaret edebileceğiniz yerler arasında, Konak bahçesi, Mahalle çeşmesi, İstanbul boğazının minyatürü, Temsili Yeditepe, Amfitiyatro, İstanbul Bitkileri Koleksiyonu ve İstanbulda mutlu olan ağaçlar sergisi bulunmaktadır.

Image

18.yy Eski Konak Bahçesi

İstanbul adasının odak noktalarından biri olan bahçe, 18 yy. İstanbul konak bahçelerinin tüm yapısal ve bitkisel güzelliklerini yansıtacak şekilde tasarlanmıştır. Ada içerisinde yer alan Mahalle Çeşmesi ve Ahmet İnan Seyir Terası konak bahçemizin bütünleyici mekânlarını oluşturmaktadır. Tasarı aşamasında 18 yy. bahçe anlayışı ile ilgili mevcut bütün yazılı ve görsel kaynaklardan, minyatürlerden ve şiirlerden de yararlanılmıştır.

Osmanlı bahçe kültüründe, “Süs” ten ziyade “mantık” ve “fayda” ya önem verilmesi tasarımın bel kemiğini oluşturmaktadır. 3 katlı bir sistem olarak düşünülen bu bahçelerde, ilk kat ve en üst kat bu nedenle sadece fayda amaçlı olarak kullanılan meyve ağaçlarına ayrılmıştır.

İkinci kattaki bahçede ise ‘dinlenme ve süs’ teması işlenmektedir. Mevsimsel olarak renk ve çeşit değişiklileri ile görsel olarak zenginleşecek olan çiçekli bölümler, Osmanlı bahçe sanatının süse olan düşkünlüğünü anlatmaktadır. Çiçekli alanların her iki yanında bulunan ahşap pergolalar ile de dinlenme ihtiyacı karşılanmaktadır.

Son ve en alt kattaki alanda ise ‘konak’ bulunur. Taşın ağırlıklı olarak kullanıldığı bu alana konak yerine harabe bir bina kalıntısı şeklinde çadır yerleştirilmiştir.

Ayrıca Osmanlı bahçe tasarımında su, her zaman en önemli tasarım elemanlarından birisi olmuştur. Bahçe yapısı içerisinde bir ya da birden fazla havuz vazgeçilmez bir unsurdur. Akar ve hareketli olarak tercih edilebilirler. Havuzlarda fıskiyeler bulunur. Su genellikle setler halinde alt seviyeye akar.

Bitkilendirme açısından incelendiğinde ise, Osmanlı bahçelerinde, renk kompozisyonu ve desenler oluşturmak yerine, kokusu ve göze hoş görünüşü için bitkilerin kullanıldığı görülmektedir. Genelde süs bahçesi bölümünde yer alan her biri 3 metrekare olan çiçekli bölümler, aynı türde çiçeklerle kaplanmıştır. Aynı zamanda tasarımda çok yoğun bir simetri duygusu da hissedilmektedir. Bu bölümlerin arasında, dövme taş, kum, çakıl veya çakıl malzemeli yürünebilecek genişlikte yollar bırakılır. Bölümler, 18. yüzyılın sonlarına doğru bizim bahçemizde de görüldüğü gibi şimşir ile çevrelenmeye başlamıştır.

Maalesef yapılan araştırmalar bize şunu göstermiştir ki, Türk bahçe sanatının orijinal karakteristiği 18 yy.’ dan itibaren Rönesans ve Barok bahçe sanatının etkisi ile değişmeye başlamış ve 19 yy. ortalarında ise Osmanlı bahçe sanatı neredeyse tamamen yok olmuştur.

Image

Boğaziçi Kanalı

Asya ile Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan İstanbul, yüzyıllar boyunca çeşitli kültürlere yuva olmuştur. İki kıtayı birleştiren dünyadaki tek kent olan İstanbul, üzerinde yaşamış ve halen yaşamakta olan tüm kültürlerin özellikleri ile şekillenmiştir ve sembol haline gelmiştir. Asya ile Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan İstanbul Boğazı’nda, İstanbul’un en önemli sembollerindendir.

Bunun yanında İstanbul'un, surlar içinde kalan bölümünün, yedi tepe üzerinde kurulduğu söylenir. Bu nedenle 'Yedi tepeli kent' denince de akıllara İstanbul gelmektedir. Boğaziçi alanı da, ölçekli olarak küçültülerek alana yerleştirilen “İstanbul Boğazı”nı sembolize etmektedir. Suyunun rengi, köprüleri, Kız Kulesi, Galata Kulesi ve dört mevsim çiçekli kalacak “Yedi Tepesi”yle minyatür boğaz, seyir terasından izlenebilmektedir.

Image

Mahalle Çeşmesi

‘Çeşme’, su kaynağı anlamında, göz kelimesinin Farsça karşılığı olan ‘çeşm’ kelimesinden dilimize geçmiştir. Çeşmelerin mimarisi, Osmanlıların batı kültüründen etkilenmeye başladığı 18. yüzyıla kadar olan dönem öncesi ve sonrası olarak ele alınabilir. 18. yüzyıldan önceki çeşmeler genellikle klasik Osmanlı mimari tarzlarını yansıtırken, 18. yy. sonrasında yapılan çeşmelerde Avrupa mimarisinin etkileri görülmektedir.

Mahalle çeşmeleri her zaman toplumsal iletişim ağının başlıca düğüm noktalarındandır. Geleneksel kültürde çeşme başlarının, özellikle kadın hayatının sosyalleşmeye açık yönünü temsil ettiği görülmektedir.
Bunun yanında, o dönemde herhangi bir canlının su ihtiyacını karşılamanın büyük sevap olması nedeniyle padişahlar, valide sultanlar, hanım sultanlar, vezirler, beyler, efendiler, ağalar kendilerinin hayırla anılması veya ölmüş bir yakınının ruhunun şad olması için bir çeşme yaptırmayı adet edinmişlerdir.

Bizim çeşmemiz de konak bahçemiz ile bütünleşen bir mahalle çeşmesini simgelemektedir. Traverten çeşme üzerinde NGBB’nin sembolü olan iris bitkisinin kabartma motifleri yer almaktadır. Çeşmeden çıkan su kendi cazibesi ve kapalı bir kanal vasıtasıyla konak bahçemizin su kanalının kaynağı olan havuza ulaşmaktadır.

Image

Osmanlı Otağı

İstanbul Bahçesi’nin özgün köşelerinden biri de Osmanlı çadırıdır. Eski Türklerin yaşantısında çok önemli bir yer tutan çadırlar işlevleri ve sahiplerine göre bazı farklılıklar gösterse de temel özellikleri bakımından aynıdır. Türk çadırlarının dış yüzeyi genel olarak tek renk olmasına rağmen iç yüzeyi yaşam ortamı anlayışına uygun olarak değişik motiflerle süslenir. Çoğunlukla bitki ve çiçeklerden oluşan motifler, bazen geometrik desenlere dönüşse de yaşam ortamını güzelleştirme amacı için olmazsa olmazlardandır.

İstanbul Bahçesi düzenlenirken eski İstanbul yaşantısını canlandırmak düşüncesi ile konak bahçesinin içine bir de Osmanlı çadırı (otağ)kurulmuştur. Üç bölümden oluşan çadırın iç cephesi geleneksel Osmanlı çadırlarında görülen motiflerle bezenmiştir. Yaklaşık 75 m2 lik bir alanda kurulan çadır bir yandan kalabalık toplantılara ev sahipliği yaparken diğer yandan değişik amaçlı sergiler düzenlenmesine imkan sağlamaktadır.

Image

İstanbul Bitkileri Koleksiyonu

İstanbul, doğası, kültürü ve tarihi ile eşsiz güzellikte olan dünyanın en önemli kentlerinden birisidir. 8500 yıllık geçmişi ile beraber, bu zaman içerisinde çeşitli kültürleri bünyesinde barındırmış, iki kıta arasındaki konumu nedeniyle de yapısında büyük bir bitki çeşitliliği gelişmiştir.

İstanbul’un doğasında güncel olarak bulunan otsu ve odunsu bitki çeşitliliği 2512 taksondur ve bunun 2198’i tür düzeyinde saptanmıştır. Ve bu türlerin bazıları endemik, yani dünya üzerinde sadece İstanbul’da doğal olarak yetişen bitkilerdir. Günümüzde hızlı kentleşme ve yanlış peyzaj uygulamaları, maalesef bu zengin bitki çeşitliliğinin yok olmasına neden olmaktadır. Nüfus giderek artmış, İstanbul dev bir şantiye haline bürünmüş, doğal bitki alanları tahrip olmuştur.
Görevi bitkiler dünyasını araştırmak, tanıtmak ve korumak olan NGBB, botanik bahçesi kimliği ile kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya kalan bu önemli bitki alanlarını bu koleksiyonla beraber koruma altına almaya başlamıştır.

Image

İstanbul'da Mutlu Ağaçlar Sergisi

Farklı iklim kuşaklarının etkisi altında olması ve farklı uygarlıklara başkentlik yapmasının etkisi İstanbul’un ağaç çeşitliliğini arttırmıştır. Yurtdışından getirilen birçok ağaç türü buraya uyum sağlamıştır. Sergide servi, çınar, erguvan gibi İstanbul’a sembol olmuş ağaçların yanında sarıçiçekli atkestanesi, lâle ağacı gibi ender bulunan ağaçların fotoğrafları yer almaktadır.

Image

İstanbul'da Bahçe ve Çiçek Sergisi

“İstanbul’un Kültür ve Yaşamında Bahçe ve Çiçek” temalı sergide, üzerinde çiçek ve ağaç motifi bulunan değişik objelerden 120 tablo bulunmaktadır. Sergide çeşmeler, mezar taşları, silahlar, çadırlar, kitabeler, çiniler, fermanlar, kıyafetler, ev süslemeleri, kısaca yaşamın her alanında yer alan resim, gravür ve minyatürlerinde bulunan bahçe ve çiçek motifleri sunulmaktadır. İstanbul’da çiçek yetiştirmenin nasıl şiir ve müzik gibi tutkulu bir sanat haline geldiği; mutfağı zenginleştirme ve renk tonlarını belirtmeye varıncaya kadar meyve ve çiçeğin ne kadar geniş bir alanda etkili olduğu görülmektedir.

Image

Amfitiyatro

Dörtyüz kişilik kapasiteye sahip olan mekân, çeşitli etkinliklerin düzenlenmesine uygun olacak şekilde tasarlanmıştır. Sahnenin üzerinde, NGBB'nin önemli sloganlarından; "Betona inat, doğal hayat!" yazısı yer almaktadır.

Mail Listesi

NGBB hakkındaki yeniliklerden haberdar olmak için mail listesine dahil olun.